AD: Gréssy Yéllosa
SOYAD: Silvér
RP YAŞI: 15
ÖZELLİKLERİ: Son derece soğukkanlı bir kızdır. Ve çevresindekilere karşı son derece soğuktur. Tabi bu konuda tek istisna en iyi ve tek dostu Eric 'tir.
Bazen gerçekten sinir bozucu olabilir ama iyi bir kızdır. Alışveriş ve gezmekten hoşlanmaz. Avlanmaya son derece ilgilidir. At binme, bıçak kullanma ve mızrak kullanma konusunda çok iyidir.
ÖRNEK RP:
Soğukkanlı bir kız. Yanında tek güvendiği dostu. Arkasında Açlık Oyunlarından sonra yok olmuş olan 12.mıntıka ve bununla beraber halkın ölmüş bedenleri… Gerçekten tüyler ürpertici. Ama şu anda tüm bu olanlara rağmen dostumun kolları arasında kendimi güvende hissediyordum. Artık ailem yoktu. Bana kardeşim kadar yakın olan Eric vardı. Evet, onun o güzel mavi gözlerine bakarken bunları düşünüyordum. Ama o bunları düşünmenin beni daha kötü hale getireceğini bildiği için beni bunlardan soyutlamak istiyordu. Konuşmak iyi gelebilirdi. Sanırım o da aynı fikirdeydi.
“Mutlu musun?” diye sordu. Pek mutlu olduğum söylenemezdi.
“Hayır. Peki ya sen?”
Soran gözlerle ona bakıyordum. Fakat birden karanlık çoğaldı ve Eric i gözlerimin önünden aldı. Çığlık çığlığaydım. Ve sonra Eric ’in beni sarsan kollarını kollarımda hissettim. Ve gözlerimi açtım dünyaya. Çok şükür ki rüyaydı. Hayır, rüyadan ziyade son derece korkunç bir kabustu. 12.mıntıka yoktu ve herkes ölmüştü fakat Eric yanımdaydı beni sıcacık kollarıyla sarıyordu. Sadece elinde birkaç küçük çizik vardı. Fakat durumu iyiydi.
“İyi misin?” diye sordu telaşlı gözlerle.
“Evet iyiyim. Peki ne zamandır uyuyorum?”
“Ben birkaç tavşan avlamadan önce uykuya daldın.” dedi.
Elinde pişmiş tavşanla bana sırıtıyordu. Bende ona sırıttım. O mutlu olduğu zaman karşısındaki insan mutlaka mutlu olurdu. Ne olursa olsun. Sözlerinin yumuşaklığıyla insana huzur veriyordu.
Ateş yakmayı başarmıştı. Ona nöbet tutacağımı kendisinin de uyuması gerektiğini söyledim. Hiç itiraz etmedi. Yorulduğu her halinden belliydi.
***
Sabah olduğunda sarı saçları güneşin altında parlıyordu. Benden iki yaş büyüktü. Fakat boyu bu yaş farkının dört olduğunu söylüyordu. Biraz ilerideki çalıları fark ettim. Üstünde böğürtlenler vardı. Biraz toplamak için ilerledim. Etraf çok fazla sessizdi. Böğürtlenler çok sulu ve olmuştu. Eric in buna sevineceğini düşünüyordum. Biraz topladım. Geri döndüğümde elimdeki böğürtlenler yerlere saçılmıştı. Eric karşımda bir Barış Muhafızının kollarındaydı. Ve boğazına bıçak dayamışlardı. Ona doğru yürümek isterken fark ettim ki her tarafımız Barış Muhafızlarıyla doluydu. Tek dileğim yarına Eric ‘le birlikte sağ çıkabilmekti…